Herkes bir hikâye anlatıyor.
Kimisi geçmişin pişmanlıklarına takılı kalmış bir hikâyeyi, kimisi başkalarının senaryosunda figüran olmayı seçmiş.
Ama sen?
Sen hangi hikâyenin içinde yürüyorsun?
Senaryo Yazarı Kim?
Küçükken başkaları yazardı hikâyeni. Ailen, öğretmenlerin, toplum…
“Sen şöyle biri olmalısın” dediler.
Sen de inandın. Ve o rolü giyip sahneye çıktın. Ama bir gün geldi, içinden bir ses yükseldi:
“Bu benim hikâyem değil.”
Kalemi Geri Almak
O gün, hayatın dönüm noktasıdır.
İnsan, kendi kaderinin sorumluluğunu aldığı anda, yeni bir hikâye başlamış olur. Kurban rolünden çıkarsın. Kendine şefkatle bakar, geçmişinle barışır ve “Ben buradayım, başlıyorum.” dersin.
İşte o an, artık yazarsın, yönetmensin ve başroldesin.
Bugünün İçsel Adımı:
Kendine 5 dakika ayır.
Sessizce düşün: Şu anki hayat hikâyeni kim yazıyor?
Daha sonra şunu yaz:
“Benim hikâyemde artık şunlar olacak...”
(Hayalini kurduğun ama ertelediğin şeyleri sıralayabilirsin.)
Hayat bir sahne olabilir…
Ama gerçek oyunculuk, başkasının yazdığı rolü oynamak değil,
kendi hikâyeni cesaretle oynamaktır.
Ve unutma:
Sen bir seçimle başladın bu serüvene.
Ve artık hiçbir şey eskisi gibi değil.
Sıradaki yazıda içsel sessizliğin ve farkındalığın kapısını aralayacağız: "Öz-Şefkat: Kendine Nasıl Davranıyorsun? – Kendini sevmenin yolları."
Hazırsan, derin bir nefesle yarın yola devam edelim.
Pr. Uğur ÇAĞLAR
26/04/2025