Bazen düşünmek yetmez.
Bazen hissetmek de.
Bazen sadece kalkmalı ve yürümelisin.
Çünkü beden hareket ettiğinde, zihin de yerinden oynar.
Durağanlık, Sadece Fiziksel Değildir
Günümüz insanı zihnen çok, bedenen az hareket eder hale geldi.
Oysa beden, zihnin en sadık yoldaşıdır.
Hareket etmediğinde sadece kasların değil, düşüncelerin de hantallaşır.
Enerjin düşer, motivasyonun kaybolur, hayata karşı duvarlar örülür.
Ve bazen ruh hâlini düzeltmek için
bir terapi seansından çok bir yürüyüşe ihtiyacın vardır.
Spor = Nörolojik Yenilenme
Hareket ettiğinde, beynin serotonin ve dopamin gibi nörokimyasalları salgılar.
Yani sadece terlemezsin, aynı zamanda içsel kimyanı da dengelersin.
Düzenli egzersiz, depresyon belirtilerini azaltır, anksiyeteyi hafifletir ve zihinsel dayanıklılığı artırır.
Ve en önemlisi: "Yapabiliyorum" duygusu geri gelir.
Bir adım, bir tekrar, bir hareket...
Kendine attığın her adım, güvenini tazeler.
Bugünün Küçük Görevi:
Asansör yerine merdivenleri kullan.
10 dakikalık tempolu bir yürüyüş yap.
Mümkünse dans et, çılgınca değil, kendin için.
Ve sonunda kendine sadece şunu söyle:
“Bugün kendim için bir şey yaptım.”
Zihnin sıkıştığında, bedenine kulak ver.
Belki cevap, harekette saklıdır.
Çünkü duran zihin, akan bedende çözülür.
Yarınki başlıkta seni bekleyen konu: "Esneklik ve Adaptasyon – Değişime uyum sağlamak."
Hazırsan, iç sesinle yüzleşmeye doğru yürüyüşümüz devam edecek.
Pr. Uğur ÇAĞLAR
24/04/2025