Bazen bir karar alırız ama uygulayamayız. Bir işe başlarız, yarım bırakırız. Bir insanı severiz ama uzak dururuz. Bir şeyleri isteriz ama neden kendimizi geri çektiğimizi anlamayız.
İşte bu soruların cevabı, çoğu zaman bilinçli zihnimizde değil; bilinçaltının sessiz odalarında saklıdır.
Bilinçaltı, doğduğumuz andan itibaren kayıt almaya başlar. Gördüklerimiz, duyduklarımız, öğrendiklerimiz ve özellikle de hissettiklerimiz, bu görünmeyen odacıklara yerleşir. Ve zamanla bir “otomatik pilot” gibi davranışlarımızı yönlendirmeye başlar.
Sen artık yetişkinsindir ama içindeki çocuk, hâlâ “değerli olmak için kusursuz olmalısın” gibi bir inanca sıkı sıkıya sarılıyordur.
Bir yetişkin gibi düşünen ama bir çocuk gibi tepki veren yanlarımız vardır.
Çünkü zihin, tanıdık olanı güvenli sanır. Ve bilinçaltı, tanıdığı döngüyü tekrar eder: Hatta bu döngü mutsuz bile olsa!
Bilinçaltı bir depo gibidir. Ne kadar düzenli temizlenirse, o kadar net görmeye başlarsın yolu.
Bugün kendine şu soruyu sor:
“Bugünkü kararlarımın ne kadarı bana, ne kadarı geçmişin yankılarına ait?”
Yarın bu farkındalıkla yeni bir kapı aralayacağız. Çünkü gerçek değişim, görünmeyeni görerek başlar.
Yarın, " İletişim mi, Monolog mu? – Sağlıklı İletişim Kurabilmek... Hazır mısın?
Pr. Uğur ÇAĞLAR
09/04/2025