Bir sabah uyandığında aynaya bakıp "Bu kim?" diye sorduğun oldu mu hiç?
Belki iş yerinde başka, arkadaş ortamında başka, ailenin yanında bambaşka biri oluyorsun.
Ve belki de kendinle baş başa kaldığın o nadir anlarda, gerçek sesini bile zor duyuyorsun.
İşte o ses, içindeki gerçek "ben".
Sosyal yaşam, bizden roller bekler.
Başarılı çalışan, iyi ebeveyn, neşeli dost, uyumlu çocuk...
Farkında olmadan taktığımız bu maskeler, bir süre sonra ağırlaşır.
Ve asıl tehlike şudur: Maskeni o kadar uzun süre takarsın ki, altındaki gerçek yüzünü unutur hale gelirsin.
Peki Neden Maske Takarız?
İnsan, kabul görmek ister.
Sevilmek, onaylanmak, dışlanmamak arzusu en eski kodlarımızda yazılıdır.
Toplumda var olabilmek için bazen "daha sessiz", bazen "daha güçlü", bazen "daha neşeli" görünmeye çalışırız.
Ve bu esnada içimizde bir yer, olduğumuz gibi sevilmenin hayalini kurmaya devam eder.
Gerçek Benlik: Ne Eksik, Ne Fazla
Otantik olmak, her zaman her yerde "aklına geleni söylemek" demek değildir.
Otantik olmak, önce kendi içinde netleşmektir:
Ben kimim?
Ne hissediyorum?
Ne istiyorum?
Ve bu doğrulara sadık kalarak, kendini dünyaya sunmaktır.
Sosyal Maskelerle Başa Çıkmak İçin 4 Küçük Adım
Hangi ortamlarda farklı davranıyorsun? Ne hissediyorsun?
Bu maskeyi takmanın altında korku mu var, kabul görme arzusu mu?
Herkese değil, ama güvendiğin insanlara kendi iç sesini aç.
Olumsuz geri bildirimden korkmadan, olduğun kişi olarak kalmak, zamanla duygusal kaslarını güçlendirir.
Bazen en büyük özgürlük, bir ortama girerken "Bugün kendimi saklamayacağım." diyebilmektir.
Ve işin güzel tarafı şudur:
Gerçek benliğini gördüklerinde seni sevmeyenler, zaten yanında olması gerekenler değildir.
Seni gerçekten sevecekler ise, maskesiz hâlini bekliyordur.
Bugün küçük bir adım at:
Bir yerde, bir kişiyle, bir davranışında kendin ol.
Ve o hafiflik hissini keşfet.
Yarın, yolculuğumuzda daha da derine ineceğiz:
"Düşüncelerinin Efendisi Olmak – Zihinsel disiplin kazanmak." üzerine konuşacağız. Hazır mısın?
Pr. Uğur ÇAĞLAR
13/04/2025